İnsanların kariyer değiştirmek
için bir alan olarak gördüğü kişisel gelişim ve ruhsal konular aslında herkesin
tahmin ettiği gibi kolay ve çok yaygın bir alan değil… çünkü şu an piyasada
olan insanların büyük bir çoğunluğu organizatörlük ve iletişim konularında
uzmanlar, diğer konularla alakaları dahi yok… neden mi? Açıklayalım…
Bu işlere merak saranlar bir
bilgi elde ettikleri zaman ve onu diğerleriyle paylaşmak istiyorlar… “bak ben
ne öğrendim, çok büyük bir farkındalık kazandım” diyerek diğerlerinin de aynı
şeyleri görmesini anlamasını istiyorlar ve belki de bunun için zorluyorlar. Sonra
bunu bir iş olarak yapmayı düşünüyorlar çünkü zaten sıkışmışlardır kariyer
hayatlarından ve bir arayıştalardır ve “evet ben insanlara yardımcı olmayım
onlara yol göstermeliyim” diyerek hemen neler yapabileceklerine bakarlar… beş-on
kitap okunur, peş peşe seminerlere ve sertifika almak için kurslara gidilir, hemen
bir çok konuda uzman olunur(?!) daha sonra çalışmalara başlarlar çünkü artık
uzmandır…
İşler keşke bu kadar kolay olsa, insanlar sertifika aldıklarında her şeyi öğrendiklerini zannediyorlar ya da ne kadar çok konuda bilgi sahibi olursa o kadar çok hayatın ve yaptıkları işin daha kolay olacağını düşünüyorlar… Aslında bu tam olarak kendine ve yaptıklarına olan inançsızlığın göstergesidir… sistemin dayatmasına uyarak sistem içinde kendine yer edinme kaygısıdır…
Hem nefes, hem reiki, hem yoga, hem aroma terapi, hem renk, hem regresyon, hem astroloji, hem koçluk vs vs vs bir sürü eğitim almış bir insan bunların hepsini kısa sürede nasıl olurda sindirebilir… bu bilgi açlığı değil bu aldığı eğitime, yaptıklarına ve kendisine inançsızlıktır… bu öz geçmişine bir sürü sertifika, eğitim programları yazıp hiç birini tecrübe etmemiş ve sadece kağıt parçası olarak kalmış insanlara benzer… deneyimlemeye cesareti olmadığından bilgi ile açıklarını kapatmaya çalışmış ve deneyimlemekten kaçmışlardır…
Eğitim almadan önce bir bakılır: bu yaptığı şey ona uygun mu, nasıl hissediyor, bu bilgi kullanılabilir ve gerçekten faydalı mı? Eğer süreç akıyorsa, kişinin içine siniyorsa ve bunu başkalarına sunmak istiyorsa o zaman eğitim alınır… normal süreç böyledir… ilk önce kendi deneyimler…
İşler keşke bu kadar kolay olsa, insanlar sertifika aldıklarında her şeyi öğrendiklerini zannediyorlar ya da ne kadar çok konuda bilgi sahibi olursa o kadar çok hayatın ve yaptıkları işin daha kolay olacağını düşünüyorlar… Aslında bu tam olarak kendine ve yaptıklarına olan inançsızlığın göstergesidir… sistemin dayatmasına uyarak sistem içinde kendine yer edinme kaygısıdır…
Hem nefes, hem reiki, hem yoga, hem aroma terapi, hem renk, hem regresyon, hem astroloji, hem koçluk vs vs vs bir sürü eğitim almış bir insan bunların hepsini kısa sürede nasıl olurda sindirebilir… bu bilgi açlığı değil bu aldığı eğitime, yaptıklarına ve kendisine inançsızlıktır… bu öz geçmişine bir sürü sertifika, eğitim programları yazıp hiç birini tecrübe etmemiş ve sadece kağıt parçası olarak kalmış insanlara benzer… deneyimlemeye cesareti olmadığından bilgi ile açıklarını kapatmaya çalışmış ve deneyimlemekten kaçmışlardır…
Eğitim almadan önce bir bakılır: bu yaptığı şey ona uygun mu, nasıl hissediyor, bu bilgi kullanılabilir ve gerçekten faydalı mı? Eğer süreç akıyorsa, kişinin içine siniyorsa ve bunu başkalarına sunmak istiyorsa o zaman eğitim alınır… normal süreç böyledir… ilk önce kendi deneyimler…
Genel olarak bu insanların sosyal
medyada ya da medyadaki hallerine bir bakın… çok mutluyuz, sağlıklıyız, yüzümüz
hep gülüyor… hep 32 dişimiz meydanda şeklinde sürekli paylaşımlar halindeler
çünkü sistem bunu yapmalarını gerektiriyor. Peki en önemli konu bu size
sistemin dışına nasıl çıkacağınızı ve sistemle nasıl baş ederek sağlıklı,
huzurlu, başarılı ve mutlu olacağınızı öğretecek, yol gösterecek olan insanlar
sistemin kölesiyken, size bunu nasıl verebilirler… Neden her
yerde kişisel gelişim ve ruhsal öğretilerle ilgili eğitim programları var? Mantar
gibi her yerden neden eğitim kurumları fışkırıyor? Çünkü nasıl ki ekolojik
tarım başta saf ve güzelken sonradan büyük kısmı asıl tabiat ve insan
düşmanları olan yapıların eline geçti; ruhsal konularda aynen bu sistemin içine
sokuldu. İnsanlar asıl bilgilerden uzaklaştırıldı ve sistemden çıkmak
isteyenler farkında bile olmadan sistemin içindeki başka bir hapishaneye
kapatıldı… bir şeyin reklamı ne kadar çok yapılıyorsa orada aksaklık vardır… “ama
herkes böyle yapıyor, bu şekilde işliyor” derseniz o zaman da yine sistemin
içinde sıkışmışsınız demektir…
Ruhsal konularla ilgilenen
kişilerin çoğu aslında sistemden çıkmaya hazır olmayan ve sadece hayatlarında çok
incinmiş ve artık onları incitmeyeceklerini düşündükleri, her konuşmasında ışık
ve sevgi kelimelerini kullanan toplulukların içinde sosyalleşmek istemektedirler. Hep birlikte
gezilere gidilir, festivaller yapılır, hafta sonu toplantıları düzenlenir ve
sevgiden bahsedilir… Orada incinmeyeceklerini düşünürler ve sistemin dışına
çıkıp diğerlerinden farklı olarak kendileri ile ilgilendiklerini zannederler ama
sistemin tam da istediğini yapmışlardır… sistemin içinde olmak herkesle aynı
olup, güven içinde olmak demektir, orada kimse yargılamaz onları… En çok orada
incinirler çünkü gerçeklerden daha da uzaklaşırlar… Ego çok sinsidir, o zihindir…
o sizi sevgi sözcükleriyle kandırmayı da bilir, farklıymışsınız gibi gösterip, diğerleri ile
tıpa tıp aynı da kılabilir…
Gerçekten sistemin dışına çıkmak
isteyenler ise işte onlar çok ama çok farklıdır. Güçlüdür, önce kendini
incitmeyi öğrenir çünkü her şeyin sorumlusunun kendisi olduğunu kabul ederken
önce kendisini hırpalar. Güvenli alanlarını terk eder ve güvenlik alanları
oluşturmakla ilgilenmezler… Sistemin dışına çıkmayı göze alanlar her durumda
hayatın sorumluluğunu almaya hazırdır çünkü bütün gücün kendinde olduğunu kabul
etmeye hazırdır… Mücadeleyi göze alanlar her zaman sonunda istediklerine
ulaşırlar... özgürlüğe, gerçeğe…
Gerçek anlamda bu konularda çok iyi
olan insanlara bakın (ne yazık ki Türkiye’de çok azlar) hiç biri
sertifikalarla oralara gelmiyorlar ya da herkesle aynı şeyleri yaparak… Onlar
genelde kendi deneyimlediklerini insanlara sunuyorlar, gerçekte olması gereken
de bu, deneyimlemek… bunu tüm hücrelerinde hissetmek, o konuda bir olgunluğa
ulaşmak… Diğerleri ise organizatörlük yapıyorlar ya da iletişim becerilerini
sergiliyorlar… ama kesinlikle kişisel ya da ruhsal gelişimle alakaları yok
çünkü kendileri gelişememişler, sistemden çıkamamışlardır…
Şimdi en üstteki resme tekrar
bakarsak diye bilirsiniz ki “adam gerçekten iyi iş çıkarmış, tıpkı gerçek gibi
olmuş”, evet gerçekten çok iyi bir çalışma. Burada resmi yapan boya kalemlerini
göstererek aslında bunun bir fotoğraf değilde bir resim olduğunu ifade ediyor.
Sistemin yaptığı da buna çok benziyor, kalemleri göstererek bizi iki alternatif
arasında bırakıyor ve ikisi de 2 boyutlu. Asıl gerçeği fark etmememiz için
kendi gerçeğini öne sürüyor. Gerçekte bir kuş 2 boyuttan fazlasıdır; uçar,
kanatları hareketlidir, elinize alabilirsiniz, derinliği vardır, gözleri
hareket eder ve çok daha fazlasıdır… Sistem bunları anlatmaz bilmemizi istemez
o boya kalemlerini göstererek bize başka bir gerçek sunar ve bu sayede kendi
duvarları içinde hapseder bizleri….
Not: Human Design eğitimi almak isteyenler ve bu şekilde insanlara
faydalı olacaklarını düşünenler lütfen eğitimi araştırmadan önce analizini
yaptırın. Ne ile karşılacağınızı ne olduğunu bilmediğiniz bir şeyin eğitimini
almayı neden düşünüyorsunuz ki… yeni bir sistem değil bu 1980lerden beri var ve
açıkçası herkese uygun değil analistliği yapmak (tabi işin hakkını verenler
için diyorum…), deneyimlemek gerekiyor. Bunu kendilerinde deneyimlemeyen
insanlara da dikkat edin, özgeçmişlerine bir bakın gerçekten bu işin hakkını
veriyorlar mı yoksa diğerleri gibi sertifika sevdalısı insanlardan mı? Bu çok
önemli bir ayrımdır…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder