Bir önceki, Gerçekleri Konuşmaya Başlayalım yazımın
girişinde bir arkadaşımla konuşmamızdan bahsetmiştim. Ona “Her şeyi ne
zaman anlatacaksın?” diye sormuştum yanıtı “hiçbir zaman maalesef“ olmuştu… Bu konuşmadan tam dört gün sonra onun anlatmasına
gerek kalmadan her şey önüme serildi… Hayat sürprizlerle dolu…
Benim yaşadığım dönüşümün, dünyevi düzlemdeki yansımalarının ciddi
örneklerle görüldüğü bir dönem. Geçen hafta gerçekleşen olayları
bundan 6-7 yıl önce yaşasaydım isyan, öfke, kızgınlık gibi duyguların içinde darmaduman olabilecekken; şimdi ise öğrendiklerim beni, iç huzurumu etkilemedi, kabul ettim ve şükran duydum… Hayatımda hiç
bu derece şükran duygusunu hissettiğimi hatırlamıyorum… Bu olayın ana karakterine
çok içten teşekkür ettim…
Strateji ve Otorite, karar verirken ruh ile iletişim kurup hareket
etmek diyorum ya… Bu yaşanılan olayın konusunda, son 6 yıldır, kararlarımı bilinçli
olarak kendi Strateji ve Otoriteme göre aldım…
Yolum zikzaklar çiziyordu. Beni tanıyanlar ne yaptığıma anlam veremiyor
ya da beni farklı şekillerde yargılıyorlardı. “Sen bunu hak etmiyorsun, kendine
neden bunu yapıyorsun” gibi söylemleri yıllar içinde çok duydum… Evet, görünüş
tamamen onların söyledikleri gibiydi. Aldığım kararlar çok mantıklı gözükmüyordu
ama zaten mantık da aramıyordum. Ben kendimden vazgeçmedim, Ruhumla hareket ettim.... Kendim olma yolunda zorlansam da bu mücadelemden
vazgeçmedim...
Bu konuda o kadar çok karar verme
sürecim oluyordu ki duygusal dalgamı takip etmeyi öğrenmek için inanılmaz
tecrübe ediniyordum… Her karar beni kendi gerçeğime biraz daha yaklaştırıyordu.
Pasif olmayı seçen Manifestör artık parlamaya başlıyordu. Kendi niteliklerimi
doğru kullanmayı öğreniyordum, hatalarımı, düştüğüm kısır döngüleri bu sayede
görebiliyordum. Her aldığım kararı uygulamaya çalışırken zihin oyunlarımı
görebiliyordum. Her verilen kararla, iyi ya da kötü
diye nitelendireceğimiz ama gerçekte benim yönüm olan doğrultuda ilerlerken; üzerimdeki
kirden pastan arınıyordum… Değişimler sadece bu konuda değildi, hayatın her
alanına yayılıyordu. Benzer olayları çok farklı yerlerde tekrar tekrar yaşayabilecekken
artık bambaşka bir hal aldı, kırıldı o döngü... Kendime güvenmeye başladım,
kendi değerimi görmeye başladım, kendimi sevmeye başladım, geçmiş yüklerimden
arınmaya başladım… ve sonunda Merkeze kendimi koymayı başardım... Dış
koşulların, diğerlerinin isteklerinin, beklentilerinin, sömürülerinin ya da koşullandırmalarının
artık etki edemediği, kendi merkezime dönmeyi de başarıyorum…
Aslında bu anlatılamıyor… Kendi
içimden yeniden doğmuş gibi hissediyorum…
Ruhsal konularda öğretilen
bilgilerin takibi zor, anlaması zor, uygulaması zor. Herkesin kendine has zihin oyunları var. Verilen örnekler genelde size uymuyor, sizin ihtiyacınız olan şey genel
kanıya aykırı ise oraya eğilmiyorsunuz ya da yanlış çalışıyorsunuz, gereksiz
efor harcıyorsunuz. Ruhunuzla nasıl iletişim kuracağınız, kalbinizi nasıl
dinleyeceğiniz anlatılamıyor… Burada Strateji ve Otorite inanılmaz bir dayanak
noktası oluyor.
Human Design (İnsan Tasarımı)
için ise sadece bir analiz ya da elinizin altındaki bir kitapla her sorunuza
çare bulacağınızı da zannetmeyin… Uygulamaya sokmak için kendinizi motive edin,
sizi motive edecek destek olacak birilerini bulun… Kendi zihin oyunlarınızı
konuşabileceğiniz birilerine ulaşın… Kendi Strateji ve Otoritenizi takip
ettiğinizde ve kararlarınızı bu şekilde aldığınızda, bu bilgiyi kullanmayı
öğrendiğinizde, elinizde diğer her şeye göre daha somut bilgi oluyor.
Kendinizden asla vazgeçmeyin… Kendiniz için bir şeyler yapıyorum
sanarak oyalanmayın artık harekete geçin, bir yerden başlamazsanız yolda nasıl
ilerleyebilirsiniz… 7 yıl uzun diyerek zaten bir sürü zaman kaybetmediniz mi?
Yuvaya
dönüş için adımlarınızı atmaya başlayın…
Sizin de Dönüşümünüz Başlasın…
Not: Daha önce Yuvaya Yolculuk yazımda bendeki değişim sürecinin aynı adı taşıyan kitapla nasıl uyumlu olduğunu anlatmıştım. Ben kendi dönüşüm sürecimin 7.yılındayım, kitaba göre ise 7. ve son evde, Kendi Değerini Bilme evindeyim…
İletişim için: arslaneb@gmail.com