Öz değer, öz sevgi ve öz saygı; bunlardan biri olmadan diğerleri de olmayacak şekilde iç içe geçmiş kavramlardır. Burada içlerinden öz değeri kullanmayı seçiyorum.
Başucu kitaplarım Tanrılar Okulu
ve Yuvaya Yolculukta kendi değerini bilmek ile ilgili bölümler vardır. Kabaca
ifade etmek gerekirse, daha iyi şartlara layık olduğunu ve gerçekte kim
olduğunu kabul etmekle ilgili bölümlerdir. Biraz da maddiyat üzerinden anlatılıyor
ama değerin bir kısmı da bunu içeriyor zaten…
Bu kitaplar okunduktan sonra yapılan
ortak hata alışveriş yapmak, bütçeyi zorlayarak daha lüks mekanlara gitmek,
isteyip ama hiçbir zaman yapılmaya cesaret edilmeyen şeyleri yapmak için borç
altına girmek, daha iyi tatil, daha iyi telefon vs.
Evet, bu iki kitapta da daha
fazlasını hak ettiğimiz anlatılıyor ama dikkat edilmeyen nokta her iki kitapta da
gidişat ve olaylar belirli bir sıra ile ilerliyor. Bu kısımlar nedense hep kitabın
yarısından sonra geliyor. Hatta Yuvaya Yolculukta Micheal Thomas yedi evde
eğitimler alırken sonuncu ev “Kendi Değerini Bilme” evi olarak geçiyor. Her
şeyin aşamaları vardır.
***
Human Design’da kalp merkezi öz değer
ile ilgilidir, aynı zamanda materyal dünyada bu merkezin konusudur. Bu merkez
insanlığın %30’unda tanımlıdır, %70’inde ise tanımsızdır. Bu demektir ki
insanlığın %70’inde öz değer konusunda açıklık vardır. Kalp merkezi koşullandırma sıralamasında en üsttedir, zihin oyunlarının
en hassas olduğu merkezdir.
Reklam sektörü neden bu konular
üzerine gider? Neden size değerli olduğunuzu ancak onların ürünleri
kullanıldığında hissedeceğinizi söylerler? Neden kendini kanıtlamak çok
rastlanan bir durum? Bana iyi bir eş olacağını kanıtla, kendini bu şirkete
adayacağına kanıtla, beni sevdiğini kanıtla, sana güvenebileceğimi kanıtla…
Zihin, değerimi hissedebilmek
için bütün bunları yapmalıyım der: Babamın bu istediğini yapmalıyım, ona iyi bir
evlat olduğumu göstermeliyim… Arkadaşım için bunu yapmalıyım, en iyi arkadaşının
ben olduğumu kanıtlamalıyım… Terfinin benim hakkım olduğunu göstermek için
mesaiye kalmalıyım, daha çok çalışmalıyım… Ayrıca o şampuanı almalıyım
saçlarımın buna değer olduğunu kendime kanıtlamalıyım…
Diğer kesim yani %30’luk kalp
merkezi tanımlı olanlar ise kendi içinde ikiye ayrılıyor ya egosu çok şişkin
oluyorlar ya da egolarını tamamen bastırmış oluyorlar… Her ikisi de sağlıksız ve
yanlış kullanımdır. (Ego, zihin ya da nefs değil benlik anlamındadır. BEN
diyebilmektir)
Ben, egosunu bastırmış olan kısma
giriyordum. Bu zamana kadar gördüğüm vücut haritaları içinde kalp merkezinde en
çok aktivasyonu olan harita benimki olsa da son yıllara kadar en bastırılmış
ego da bendeydi herhalde. Daha önceden kalp merkezinin özelliklerini bilseydim,
benimkinin kesinlikle tanımlı olmadığını iddia edecek kadar da öz değerimi
kaybettiğimi de söyleyebilirim. Yıllar geçtikçe ne derece egomu baskıladığımı fark
ettim. Yavaştan ortaya çıkmaya başladı ve tam zıt uca geçti, ego patlaması
şeklinde dolandım bir süre. Yaptığım o çok kötü kekleri bile sanat şaheseri
şeklinde bakıyordum ve hatta hala aile içinde esprimiz vardır “aaa ben yaptım tabii
ki mükemmel oldu” diye ama bu da zamanla
dengeye geldi…
***
İstemediğin şeyleri başkasının ya
da kendi gözündeki değerini artırmak için yapmıyor musun? Peki, istemediğin bir
şeyi yaparak gerçekten kendini değerli mi hissediyorsun? Doğru değil mi,
istemediğimiz çoğu şeyi yapıyoruz…
Peki, o çok istediği evi almak, o
kaliteli hayatı yaşamak için istemediği şeyi yapan kişiler gerçekten kendi
değerlerini biliyorlar mı? Bütün bunların çok farklı şekillerde de yapılabileceğini
düşünebiliyorlar mı? Başta söylediğim başucu kitaplarımda lüks mağazalara
gidiyorlar, kaliteli yerlere gidiyorlar, evlerini ona göre seçiyorlar… Ama her şeyin
bir zamanı var, bir anda olmuyor. Adı
üstünde Öz-Değer... Özü ile zihnini ayıramayan insan nasıl onun değerini
bilsin. Bunun için niyet etmiş olması, farkındalık kazanması, kendini tanıması,
kendisi ile yüzleşmesi, arınması ve özüne ulaşması gerekiyor. Öz değere sahip
olmak, istemediğin hiçbir şeyi şartlar gerektiriyor diye yapmak zorunda
hissetmemektir. İstediğin bir şey için de elinden geleni yapmaktır, onu hak
ettiğine inanmaktır… Bu Öz halde olmanın kuralıdır…
Kalp merkezi ister tanımlı olsun
ister tanımsız bizim değerimizi etkilemez. Ne yaptığımız iş, ne toplumdaki
statümüz, ne banka hesabımız, ne de başkalarının düşünceleri bizim değerimizi
değiştirmez. Bizler bu dünyaya insan olarak geldik. Bu dünyaya yaşayacağımız hayata
uygun özelliklerle donatılmış olarak, kazanacağımız bilgelikler için de
açıklıklarımızla yaratıldık ama eşit değerde de yaratıldık… Değerimizi kanıtlamaya
çalışmak, başkalarına karşı kendini üstün ya da aşağıda görmek bunu
reddetmektir, belki de en büyük günahlardan biridir…
İletişim için: arslaneb@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder