Dün sabah yürüyüş yaparken bir
reklam çekimi ile karşılaştım. Henüz set kuruluyordu ve mağazanın
dışında bazı düzenlemeler yapıyorlardı. Yanlarından geçip yolumda
ilerlerken setteki bir şey dikkatimi çekti ve başımı çevirip
bakarken birden kendimi havada uçarken buldum… Bir yandan geriye bakıp diğer yandan yürümeye
çalışırken ayağıma takılan taş yüzünden biraz havalandım ve yere iniş yaptım. Eve
döndüğümde uçabiliyormuşum diye kendimle dalga geçsem de gerçekten çok güzel ve acı verici bir deneyimdi…
Son günlerde hayatımla ilgili
değişen isteklerim, alınan kararlarım olmasına rağmen bir şeyler beni eski günlerin
içine doğru çekmeye başlamıştı… Bununla mücadele halinde geçen durağan ama
sarsıcı günlerin ardından ilahi bir güç bana geleceğe doğru hareket ederken
geçmişine dönüp bakarsan ne ileri gidebilirsin ne de geriye dönebilirsin,
düşersin uyarısını yapıyordu…
Ayağa kalkıp ilk şoku atlattıktan
sonra "teşekkürler dersimi anladım" diyerek geleceğime ilerledim…
Geçmişte yaşanan şeyleri kabul
etmek herkes için zordur. Yapılan hataların sorumluluğunu almak, yapılanları
affetmek de zordur… "Kabul etmezsen, affetmezsen aşamazsın" denildiğinde
genelde “ASLAAA” şeklinde yanıt verilir. Öfkeyle asla denir ama sürekli geçmişe
gidildiğinde geleceğin yok edildiği de fark edilmez…
Sorumluluğu almanın
ve olanları kabul etmenin en önemli nedeni ders almayı kabul etmektir. Başkasını
suçlarken sizin orada almanız gereken dersi kaçırmışsınız demektir, halbuki
sizin payınıza düşen de bir ders vardır… Diğer kişiyi ya da kendinizi affetmemekteki ısrar, aslında geçmişte yaşananlara tutunmak demektir. Geleceğe gidememektir. Geçmişte de kalamayacağınız için arada kalmanıza neden olur. Benim yolda düştüğüm an gibi sadece acının, hayal kırıklığının yaşandığı ve ne ileri ne de geri hareket edilemeden kalmak demektir…
Yeni bir ilişkiye tekrar mutsuz olmayı göze alamadığınızdan başlayamadığınızı; yeni bir işe, eski işinizde yaşadığınız başarısızlığın tekrarlanmaması için başlayamadığınızı; iletişim problemleri yaşadığınızı düşündüğünüz için yeni insanlardan uzak durmayı tercih ettiğinizi görebiliyor musunuz? Bu geçmişten ders almak değildir. Bütün bu yaşanan sorunların tekrar etmemesi için, tekrar acı çekmemek bahanesi ile geleceğinizden, yeni deneyimlerden kaçmaktır… Geçmişe bu derece tutunmanın en büyük nedeni budur: geleceğin sorumluluğundan geçmişin sorumluluğundan yaptığınız gibi kaçmak içindir.
Affetmek kimsenin gidip boynuna
sarılmak demek değildir, hiçbir şey yaşanmamış gibi aynen yola devam etmek
değildir… Affetmek, “bütün bu olanlarda benim de payım var ve ben izin
vermeseydim bütün bunlar olmayacaktı” demektir…
Affetmek illa hayata o kişilerle devam
etmek değildir, onların affedildiklerini bilmelerine de gerek yoktur. Affetmek
sizin o düşme noktasından kalkıp artık ilerleyebilmenize izin veren şeydir…
Kendinizi affetmek ise hatamı, dersimi anladım demektir...
Eskiden yaşanan bir
olayda verdiğiniz tepki ya da attığınız adım sizi zor durumda bıraktı ise
geçmişten alınan ders benzer bir hatanın tekrarlanmasına engel olur… Bu yoğurdu
üfleyerek yemek gibi değildir, öncekinin tam tersini yapmak da değildir, neyin doğru olduğunu yaşanırken
görebilmektir…
Hala geçmişteki düşmanlarınızla
savaşırken, gelecektekilerle mücadele edemezsiniz… Yolda geriye dönüp
bakarken düştüğünüzdeki gibi geleceğe ilerlerken, geçmişe baktığınızda artık önünüzü göremezsiniz, nereye gittiğinizi bilemezsiniz ve en
ufak bir taş parçası sizi yıkmaya yetebilir. Hala geriye bakıyorsanız ayağa
kalkacak gücü bulamaz, geçmişte yaşadıklarınızın acısıyla yerde
kıvranır durursunuz… Sadece siz kalkmak istediğinizde acılardan sıyrılıp
kalkmaya cesaret edebilirsiniz…
Düştüğünüzde ya da bir sorun ile
karşılaştığınızda bundan ders almayı öğrenin ve daha büyük derslere gerek
kalmadan fark edebildiğiniz için şükretmeyi bilin… Yakınmak, yakarmak,
öfkelenmek, suçlamak hiçbir zaman işe yaramaz aksine benzer olayların tekrar
etmesine neden olur…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder